Kuşkusuz iyi bir sanatçının en büyük korkusu , sürekli aynı şeyleri yaparak kendini tekrarlaması,yani bir anlamda yaratıcılığının tükenmesidir.
Kimi sanatçılar bunalım,iç hesaplaşma,mutsuzluk dönemlerinden sonra farklı bir dışa vurumla harika koleksiyonlar çıkarırlar.Ben ise farklı alanlardan beslenerek kendimi yenileyen bir sanarçıyım.Aynı tarz figürün bir sağa,bir sola bakan resimlerini yapmaktan nefret ediyorum. Her an bir diğerinden farklı şeyler yaratarak,sınırlarımı zorlamaktan hoşlanan bir yapım var..
İşte bu nedenle geçtiğimiz aylarda ''Artbag ''adı verilen yeni bir koleksiyona başladım..
Neymiş efendim bu ARTBAG?
Hanımların ayakkabı ve çantalara olan zaafları malum..Bana sorarsanız erkekler ile kadınların biribirlerini en anlamadıkları konuların pik noktası hanımların çanta merakına karşılık erkeklerin maç merakıdır.Karşı cins tarafından anlaşılamama deyince ben bu iki konunun başbaşa gittiğini düşünüyorum)))
Herkes dünyanın en pahalı marka çantalarını alarak ayrıcalıklı olduğunu gösterme derdinde.Oysa ki bazı çantalar hem kullanış hemde görüntü açısından felaket olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahipler.Ama bunların pahalılığı ölçüsünde az kişi tarafından ulaşılabiliyor olma vasfı,şekilleri ve kullanımı ne kadar kötü olursa olsun, onları hanımlar tarafından alınabilir kılıyor.Herkes bu vesileyle kendini ayrıcalıklı hissetme lüksünü tatmak istiyor.
Oysaki ,o parayı gözden çıkardıktan sonra hepsi herkes için ulaşılabilir uzaklıkta.Bazılarında bekleme listeleri bile var.Ama bu da bir engel değil, sadece bir zaman meselesi..
Art bag koleksiyonumu ''Bu dünyada sadece sizin için tasarlanmış olan bir çanta var. O da kolunuzdaki çanta ve milyonlarca lirada verse,hiç kimse ne kadar beğenirse beğensin onun aynısına sahip olamayacak'' duygusu ile yarattım.
Böyle de narsistik bir durum yani..
Çünkü her biri tek,biricik, hatta bazılarınıbn üzerinde başka hiçbiryerde olmayan bir resim var.Duvardaki tablonun bile kopyası yapılabilir ama o çantaların yapılamaz..
Ne şeker değil mi?
Heykeltraş arkadaşım Maria Kılıçlıoğlu'nun merakı da'' Art Novue ''elbiseler.
Zaten kendisi de geçmiş yüzyıldan bu yüzyıla düşmüş bir kraliçedir.Hem ruhu hem fiziği ile bir melek gibidir)) Doğal olarak o da kraliçelerin giydikleri tarzda ama bu yaşamda kraliçe olmasanız da giyebileceğiniz ve içinde kendinizi prenses gibi hissedebileceğiniz elbiseler tasarladı..Moda çekimlerini fotoğraf sanatçısı Adil Gümüşoğlu yaptı ve bizde hayatımızda bir kez kendimizi manken gibi hissedelim diyerek ,kendi kreasyonlarımız için poz verdik.Her ne kadar zaman zaman sevgili Adil'in sabır sınırlarını zorladıysak da, biz çekimler sırasında çok ama çok eğlendik.
2 mart 2011 çarşamba günü Apeiron Artplus galeride cicilerimiz görücüye çıkacak..))
Heyecanlıyım,mutluyum ve çok tatlı bir koşuşturma içindeyim..