Selin Aktan biyografisi

Fotoğrafım
istanbul, Türkiye
Selin Melek Aktan, Cerrrahpaşa Tıp Fakültesindeki eğitimini tamamladıktan sonra İngiltere'de College Fashion Design bölümünü bitirdi. Belçikalı bir galeri sahibinin sergi teklifi ile profesyonel sanat hayatına başladı.Anadolu motif ve renklerinden esinlendiği ''orientalpopart koleksiyonuyla 2004 Zurih Art Show'un en avangard sanatçısı seçildi.Çalışmalarını Yunanistan Bulgaristan, Isviçre,Fransa, İtalya Polonya,Avusturya ,Danimarka, Mısır, LosAngeles,NewYork, Miami' de sergileyen Aktan'ın eserleri 2009da USA Museum of the Americas koleksiyonuna alındı. İtalya'daki İnsan Hakları sergisine davet edilen Aktan'ın''Savaşta Çocuk''eseri Caserta Müzesine alınırken,bu konudaki yazısı Amerika'daki surfax tarafından dünyayı besleyen en iyi makaleler arasına seçild.2007 de yayınladığı ''Aşk Selinde Uçuşan Melekler''şiir kitabı ÇYDD yararına satılan Selin,2010da eğitim projelerine destek vermek amacıyla söz ve müziği kendisine ait ''Rüzgarlara Fısıldadım ' 2012de ise ''Şaka gibi herşey''albümlerini çıkarttı.Aktan 2010 da Nişantaşı'nda Apeiron Artplus Galeriyi kurdu.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN


! Bir aşk için yapabileceğin her şeyi
yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden
zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir
gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini
"Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil
yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler
yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu
yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı
yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar
söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden
sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa
bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde
tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı
ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok
oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen
mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline
almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun
mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin
kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini
dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler,
ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek
var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde
taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman
kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri
dolduracak yüreğini...

Hiç yorum yok: